A Milli Futbol Takımı, EURO 2024 Elemeleri D Grubu'ndaki ilk maçında deplasmanda Ermenistan'ın konuğu oldu. Başkent Erivan'da oynanan mücadeleyi Ay-yıldızlılar 2-1'lik skorla kazandı.
Karşılaşmanın 10. dakikasında Ozan Kabak'ın kendi kalesine attığı golle Ermenistan öne geçti. Dakikalar 34'ü gösterdiğinde sahneye Orkun Kökçü çıktı ve ceza sahası dışından attığı şık golle skora denge getirdi. Oyuna ikinci yarıda dahil olan Kerem Aktürkoğlu ise 64. dakikada kaydettiği golle durumu 2-1 yaptı.
Kalan bölümde başka gol olmadı ve A Milli Takım, elemelere 3 puanla başladı. Grubun ikinci haftasında Milliler, Hırvatistan'ı ağırlayacak. Ermenistan ise deplasmanda Galler ile karşılaşacak.,
HIRVATİSTAN İLE GALLER 1-1 BERABERE KALDI
Milli Takımımızın grubundaki diğer maçta Hırvatistan ile Galler 1-1 berabere kaldı. Hırvatistan'ın uzun süre önde götürdüğü maçta Galler puanı uzatma dakikalarında aldı.
Hürriyet yazarları Banu Yelkovan ve Uğur Meleke, Ermenistan maçındaki oyunla ilgili ve Hırvatistan maçı öncesi düşüncelerini köşe yazılarında aktardı.
BAKU YELKOVAN: 3 PUANLA BAŞLAMAK GÜZEL AMA...
Uluslar Ligi’nde Lüksemburg ve Faroe karşısında yaşadığımız puan kayıpları hafızalarda fazlasıyla tazeyken daha 10.dakikada Ozan Kabak’ın ayağından kendi kalemize attığımız ve tarihe Ermenistan’ın Türkiye karşısında kaydettiği ilk gol olarak geçen gol, herkeste özellikle maç öncesi doğum gününü kutlayan oyuncunun kendisinde tam bir soğuk duş etkisi yarattı.
iLK YARIM SAAT iYi DEĞiLDiK
Erken yenen golün etkisi midir yoksa çok dostane olmayan bir ortamda, sıkı güvenlik önlemleri altında ve milli marşımız ıslıklanarak geçen bir seremoni sonrasında maça uyum sağlamanın zorluğundan mı bilinmez, ilk yarıda özellikle ilk yarım saatte hiç iyi bir izlenim vermedik.
Maça sadece skor olarak değil, oyun olarak da dengenin gelmesi için, golü attığı 34.dakikaya kadar da takımın en iyisi olan Feyenoord kaptanı Orkun Kökçü’nün yerden sert bir vuruşla kaleyi bulan şutunu beklememiz gerekti. Milli takımımız maçın herhangi bir anında çok üstün gözükmese de Kerem Aktürkoğlu’nun girişiyle oyuna ağırlığını koydu ve ikinci gol de Enes’in pasında Kerem’in uzun dripling sonrası attığı güzel plasesiyle geldi.
FUTBOL KALiTESiNi ARTIRMAK ŞART
Oleksandr Petrakov’un gelişi sonrasında tamamen gençleşme ve yenilenme hamlesine giren Ermenistan tek tek baktığımızda milli takımımıza denk bir kadroya sahip olmasa da istatistiklerde ve pas sayılarında çok gerimizde kalsalar da özellikle sol kanadımızı çok etkin kullanan 23 yaşındaki Tiknizyan başta, genel olarak iyi bir oyun ortaya kaldılar. Avrupa Elemeleri’ne galibiyetle başlamak önemli ama futbol kalitesini artırmamız şart.
UĞUR MELEKE: BURSA'DA ORTA SAHAYI KAYBETMEMELİYİZ
Türkiye, Şenes Erzik, Sepp Piontek ve Fatih Terim liderliğinde 90’larda büyük bir futbol atılımı gerçekleştirmiş, Euro’96 elemelerine beşinci torbadan girmesine rağmen turnuvaya direkt bilet kazanmayı başarmıştı. Stefan Kuntz, Türk futbolunun o dönüşümünün yakın şahitlerindendi. 1995-96 sezonunda Süper Lig’de Beşiktaş formasıyla gösterdiği iyi performans onu Almanya milli takımına taşımış, orada da takımıyla şampiyonluk yaşamıştı.
90’LARIN ORTASINDAKi TÜRKiYE ARTIK YOK
Ancak Kuntz’un şunu unutmaması gerek: Türkiye, 90’ların ortasındaki Türkiye değil artık. Son çeyrek yüzyılda 6 büyük turnuvaya katıldık, iki yarı final, bir çeyrek final yaptık. Beşinci torbadan dörde, oradan ikiye, hatta bir ara birinci torbaya kadar tırmandık. Şu anda yine dördüncü torbadayız ama buraya ait değiliz.
Zira futbolcu kadromuz, Avrupa’nın en kaliteli dokuzuncu kadrosu. Kuntz’un yönetimindeki Türkiye şu ana kadar neredeyse tüm ölüm-kalım maçlarında ölmeyi başardı! Elemelerdeki en kritik maçımızda içeride Norveç’ten çalışılmış bir duran top golü yedik. Play-offta Portekiz’e karşı (daha önce hiç denemediğimiz) üçlü savunmayla sahaya çıktık. Berkan’ı sol kanat bekte kullandık. Bu kritik maçları kazanamazsanız büyük turnuvalara gidemezsiniz. Gidemedik zaten.
iLK 11’iMiZi GÖRÜNCE ÜZÜLDÜM
Dün bizim 10’da birimiz değerinde olan, FIFA sıralamasında 50 basamak altımızdaki Ermenistan deplasmanına konservatif bir 11’le çıkınca üzüldüm bir Türk sporsever olarak. İlk 45 dakikada ikinci-üçüncü bölge geçişini yapamadık, Ermenilere solumuzdan üç büyük fırsat verdik ve büyük takım davranışı sergileyemedik sahada.
Ancak ikinci yarıda sahadan bir stoper eksiltip 4-3-3’e dönünce, Salih Özcan ve Kerem’in girişiyle bağlantılarda başarı yüzdemizi artırınca kalitemizi bir miktar daha yansıttık sahaya. Bu dönüşüm de galibiyete yetti zaten. Ancak salı günü içeride Hırvatistan’ı yenmek istiyorsak bir konuda hata lüksümüz yok:
Dünyanın en iyi orta saha organizasyonlarından birine sahip Hırvatlar’a karşı iki orta sahayla çıkamayız. Bursa’da üçlü savunma ve iki merkez oyuncu intihar olur.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr