X'te yılın ilk yarısında milyonlarca hesap engellendi X'te yılın ilk yarısında milyonlarca hesap engellendi

Çernobil’i hepiniz bilirsiniz. Sovyetler Birliği’nin ihmali nedeniyle dolaylı yoldan da olsa binlerce insanın hayatını kaybettiği, radyasyonlu çay efsanelerinin ülkemizde dilden dile dolaştığı, yüzlerce belgesel ve diziye konu olan bir felaket. Türkiye’nin hemen sınırında bulunan Metsamor Nükleer Santrali ise çok daha büyük bir potansiyel tehlike barındırıyor.

Tasarımı 1960’lı yıllara dayanan Metsamor Nükleer Santrali’nin ilk reaktörü 1976 yılında hizmete girdi. Santral Ermenistan’ın başkenti Erivan’a 30, Türkiye sınırına ise 17 kilometre uzaklıkta. Dünyanın en tehlikeli nükleer santrali olarak Metsamor için Avrupa Birliği “bütün bir bölge için tehlike” ABD ise “yaşlı ve tehlikeli” ifadelerini kullandı. Tesisin bu tarz sıfatlarla adlandırılmasının birden çok sebebi var.

Öncelikle ilk nesil Sovyet nükleer teknolojisiyle oluşturulmuş tesis bugün için çok yaşlı. Metsamor, 30 yıl kullanım için inşa edilmiş olsa da bugünlerde ilk reaktörün kullanıma açılmasının üzerinden 46 yıldan fazla bir süre geçmiş durumda. Özellikle Ermeni yetkililer yeni geliştirmeler sayesinde bu durumun bir sıkıntı yaratmadığını belirtse de bu söylemler başta Avrupa Birliği başta olmaz üzere birçok kuruluşun “santrali kapatın” çağrısı yapmasına engel olamadı.

Metsamor aynı zamanda birinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor. Santral, 1988 yılında gerçekleşen, Spitak şehrini yerle bir ederek 25 binden fazla kişinin ölümüne sebep olan depremin merkez üssüne yalnızca 75 kilometre uzaklıkta. Deprem sonrası santralde herhangi bir sorun olmadığı söylense de “endişeler” nedeniyle 1989 yılında kapatıldı.

Tüm bunlara rağmen santral neden bugün hâlâ açık?

Çünkü Ermenistan enerji ihtiyacının 3’te 1’ini buradan sağlıyor. Ermenistan, Sovyetler Birliği’nin parçalanması sonrası çok büyük enerji sorunları yaşadı. Bu nedenle santral 1995 yılında tekrar açıldı. Böylelikle Metsamor, dünyada kapandıktan sonra yeniden açılan ilk ve tek nükleer santral oldu. Ermenistan halkının ise santralle ilgili kaygısı bulunmuyor. Ermeni gazeteci Ara Tadevosyan: “İnsanlar potansiyel riskle, potansiyel elektrik kesintisi ihtimalini kıyaslıyorlar, geçmişte yaşadıkları kötü tecrübeleri düşününce bununla yaşamayı tercih ediyorlar, olası bir depremde santralin hasar görmeyeceğine inanıyorlar,” ifadesini kullanıyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, her yıl Metsamor’da yaptığı incelemelerde bugüne dek büyük bir sorunla karşılaşmadı. Nükleer emniyet konusunda Türkiye’deki en yetkili kurum olan Nükleer Düzenleme Kurumu ise yıllardır yakından takip edilen bölgede olağandışı bir durum tespit edilmediğini belirtiyor.

Metsamor’un 2021’de biten işletme lisansı Ermenistan tarafından 2026’ya kadar uzatıldı. Tüm baskılara rağmen Metsamor Nükleer Santrali’nin ciddi bir süre daha aktif olarak kullanılacağını öngörmek çok da zor değil.

KAYNAK: BBC, National Geographic, Haber Global, 

Kaynak: http://studio.bundlenews.co

Editör: Haber Merkezi