Afyonkarahisar'da zincirleme kaza: Astsubay şehit oldu, 15 kişi yaralandı Afyonkarahisar'da zincirleme kaza: Astsubay şehit oldu, 15 kişi yaralandı

Bakan Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli 11 iyi yıkan depremlerle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Depremlerden sonra başlatılan soruşkurmalarda 171 kişi hakkında tutuklama kararı verdiliğini belirten Bozdağ, "Yıkılan binalarda sorumluluğu olan kim varsa, görevi ne olursa olsun adalet terazisinde tartılacak." dedi.

Bozdağ'ın açıklamaları özetle şu şekilde:

"Deprem soruşturmalarında 583 şüpheli hakkında işlem yapıldı, 171 kişi hakkında tutuklama kararı, 197 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi. Yakalama kararı 77 kişi hakkında çıkarıldı, gözaltı talimatı verilen 49 kişi, gözaltında olan 14 kişi. Yurt dışında olduğu tespit edilen 2 kişi, ölen 11 kişi var, ifadeleri alınan 62 kişi olduğunu görüyoruz.

Tutuklu 171 kişiden 78'inin müteahhit, 64'ünün yapı sorumlusu olduğunu görüyoruz. Yapı sahibi 11 kişi, binada değişiklik yapan 18 kişi var. Hakkında adli kontrol verilenlere baktığımızda 70 müteahhit var, yapı sorumlusu 78, yapı sahibi 21, binada değişiklik yapan 28 kişi. Ayrıca inşaatın ustası, inşaat teknikeri, yapı ruhsatı düzenleyen, yapı kullanma izni veren, denetimi yapan ve burada sorumluluğu ve imzası bulunan kim varsa bunların hepsi soruşturmaların kapsamındadır ve bunların sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

'Delillerin karartılması mümkün değil'

Şu ana kadar enkazdan bilirkişi incelemesi için numune alma çalışması Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis'te tamamlandı, üç ilimizde devam ediyor. Bölge sınırlamasını da kota sınırlamasını da kaldırdık. 81 ilden bilirkişi gönderdik. Delillerin karartılması mümkün değil. Vatandaşın başvuru yapmasına gerek yok. Vatandaşlarımız şahitlik edebilir. İnsanlarımızın öldüğü ya da yaralandığı binalarla ilgili delillerin toplanması resen yapılıyor. Eğer ölüm ya da yaralanma yoksa delil tespiti için başvuru yapmak gerekiyor. Ağır, orta hasarlı binalara dair vatandaşlarımız itirazını yapabilir. Bölgede görev yapan savcıların depreme muhatap olduğu için başsavcımızın başkanlığı adına biz Türkiye'nin değişik yerlerinden pek çok savcıyı görevlendirdik. Çünkü çok bina yıkıldı. Her bina ayrı bir davaya konu olacağı için ilave Cumhuriyet savcısına ihtiyaç olacaktır. Bundan sonra da gerekli yerlere görevlendirilecektir.

Yakınlarını kaybedenlerin referans numune vermesi gerek

Vatandaşlarımız DNA verdiyse, hızlıca en erken 5 saatte sonuç alınıyor. Ama bazen bu yetmeyebiliyor. Minimum 5 saat, azami 3 gün içeresinde bu DNA verileri üzerinden ölen kişiye dair bir raporlama yapılıyor. Eğer onların yakınları müracaat etmişse, referans numuneler alınmışsa ve incelenmişse bunlar eşleştiriliyor. Sonra bunlar ailelerine teslim ediliyor. Parmak izi alınarak da bu yapılabiliyor. Böylece kimliklerin tespiti yapılabiliyor. Şu anda da bu konuda yoğun mesai yapılıyor. Büyük ölçüde tamamlandı. Geriye kalanların birkaç gün içerisinde biteceğini tahmin ediyoruz. Referans numuneler geldikçe, geriye kalanlar da yapılacaktır. Yakınlarını kaybedenlerin referans numune vermesi gerekiyor. Bu konuda da çağrı yapmış olayım. Her enkazla ilgili bilirkişi incelemesi yapılıyor. Her enkaz önce bilirkişi heyeti inceleme yapıldıktan sonra kaldırılıyor. Toplamda 659 bilirkişi bölgede faaliyet yürütüyor.

İmar affı konusunda anayasal değişiklikte fayda var

Anayasal düzeyde bazı konularda af çıkarılamayacağına dair hükümler var, o zaman anayasal düzeyde bir düzenleme yapıldığı takdirde bu kalıcı olabilir. Belki 'imar affı çıkarılamaz düzenlemesini' veya 'imarla ilgili suçlarda ceza alanın affı cihetine gidilemez', bunu anayasal düzeyde tartışmak, değerlendirmek, Meclisin de bu anlamda Anayasa'yı değiştirmedikçe adım atamayacağı bir düzenlemeyi tartışmakta elbette fayda vardır. Bu konuda anayasal düzeyde bir değişiklikte ben kendi adıma söylüyorum, böyle bir değişiklikte Türkiye açısından fayda vardır, yarar vardır. Yaşadığımız bu tecrübelerde bu konuların artık Türkiye'nin gündemine gelmemesi gerektiğini gösteriyor. Bunu gündeme sokmayacak şey de anayasal engeldir.

İmar mevzuatımızın gözden geçirilmesinde fayda var daha caydırıcı neler yapılabilir biz Adalet Bakanlığı olarak bunun üzerine çalışıyoruz. Zaman aşımı olayı da çok fazla tartışılıyor. Zaman aşımı fiilin olduğu andan itibaren başlıyor. Binaların eski olması, zaman aşımı olacağı anlamına gelmiyor çünkü başlangıç olarak depremin olduğu tarih alınıyor.

Depremzedeler nasıl oy kullanacak?

Biz bugüne kadar seçimle ilgili bir gündem yapmadık. Seçimle ilgili en ufak değerlendirme yapılmadı. Ama maalesef Türkiye'de bu kadar acı arasında seçimi gündem yapan ve böyle bir gündem AK Parti ve MHP'de varmış gibi algı uyandıranlar çıktı. Bunları kınamak istiyorum. Türkiye'nin daha önemli işleri var. 'Seçim ne olacak, nasıl olacak?' diye bir değerlendirme yapmayı saygısızlık olarak görürüm. Neyin ne olacağı yasalarımızda yazıyor. Herhangi bir yoruma yer verilmeyecek şekilde belli. Bunların hepsi seçim kanunumuzda yazıyor. Her şey açık ve ortada. Böylesi bir zamanda daha fazla değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum.

Deprem bölgesinden ayrılanlar nasıl oy kullanacak?

Kimin nerede nasıl oy kullanacağı kanunumuzda açık açık yazıyor. Onun için yeni bir kanuni düzenlemeye gerek yok. YSK'nın daha önce aldığı kararlar var. Herkes meskun olduğu yerde oyunu kullanacak. Seçim listeleri yayınlandığında, askıya çıktığında, o askıda insanların itirazı varsa itiraz edecek, adres değişikliklerini işleyecek ve ona göre oy kullanacaklar yani bunlar için yeni bir düzenlemeye o yüzden ihtiyaç yok. Mükerrer oy kullanma ihtimali yok. Deprem bölgesinde sandıkların nereye kurulacağına YSK karar verecek. YSK kurmak isterse ona bakacaktır.

Kaynak: www.ekonomim.com

Editör: Haber Merkezi