Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bugün İstanbul'da yerel seçim kampanyasına resmen başlıyor.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen aday lansmanında, yerel seçimlerde yeniden aday olacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Son Hız İleri" sloganıyla seçim kampanyasını başlatacak.
Lansmana Başkan Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı.
ÇELİK: 'CEZALANDIRILAN İMAMOĞLU DEĞİL İSTANBULLULARDIR'
Lansmanda açılış konuşmasını Özgür Çelik yaptı.
Çelik şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul 2019 yılından bu yana katılımcı ve adil bir yönetimle yönetiliyor. Ekrem İmamoğlu onun liderliğinde önemli başarılara imza attı. Bu başarılar büyük engellere maruz kaldı. Hizmetleri engellemeye çalışanlara sesleniyorum. Burada cezalandırılmak istenen CHP ya da Ekrem İmamoğlu değil, İstanbul halkıdır, İstanbul halkı da bunu görmektedir. Güzel ülkemizin güzel insanları bu fotoğrafı hak etmiyor. Bu nedenle bunlar tarihi seçimlerdir. 2028 yılı halkımıza umut olacağız.
Biz bu ülkenin çimentosuyuz. CHP, “Yurtta Sulh” ve “Dünyada Sulh” diyen Gazi Mustafa Kemal'in partisidir. Başkanımız Özgür Özel'in önderliğinde insanların gönüllerine sevgi tohumları ekeceğiz. 100.000 nüfuslu İstanbul'un 39 ilçesinde 30.000 sandığa sahip çıkacağız. İstanbul'u geri alacağız. Bunu İstanbul İttifakı ile başaracağız. Kesinlikle kazanacağız, mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız!.
Daha sonra CHP lideri Özgür Özel kürsüye çıktı:
ÖZEL'DEN ERDOĞAN'A: SEBEBİ KENDİ GÜTTÜĞÜ KAN DAVASI
Özel'in sözlerinden satır başları şu şekilde:
* Napolyon'un "Bana dünyayı verseydin başkent yapardım" dediği şehirde, Fatih Sultan Mehmet'in açılıp çağları bitirdiği şehirde 5 yıldır görev yapan Ekrem İmamoğlu için anlaşma sağlandı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkenin incisi dediği şehirde beş yıl daha hizmet vermek üzere.
* Bir ülkenin var olabilmesi için ordusunun sınırlarını koruması ve sözleşmesinin olması gerekir. Bir sözleşmemiz var. Hepimizin üzerinde uzlaştığı bir anayasamız yok ama ilk dört maddesinde uzlaştığımız bir anayasamız var. Bu Anayasa değiştirilene kadar hepimizi bağlar. Eğer o anayasanın bir maddesini göz ardı ederseniz, başka birinin başka bir maddesinin göz ardı edilmesi yönündeki iddiasını kabul etmiş olursunuz. Öyle yapay bir gündemle karşı karşıyayız ki, bazıları bu yazının benim için olmadığını söyleyecek kadar ileri gidiyor. Nedeni kendi intikamıdır.
"BİRİLERİ DEVLETİN ÇİVİSİNİ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAKTA"
* Anayasa'nın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararının bağlayıcı olduğu belirtilmesine rağmen, Anayasa'nın o sayfasını birilerinin talimatıyla beş kişi yırttı. Bu, başkasının Anayasa'nın 75. maddesine saygısızlığını kabul etmek anlamına gelir. Bir başkası geliyor ve Anayasanın 101. maddesini denize atıyor. Bu, başkanın olmayacağı anlamına geliyor. Yani birileri devleti yok etmeye çalışıyor.
* Burada iki büyük ailenin temsilcileri var. Biri Cumhuriyet Halk Partisi ailesi, diğeri ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Bu iki ailenin ortak bir oğlu var: Tayfun Kahraman. Buradan Tayfun Kahraman'ın huzurunda Can Atalay, Osman Kavala ve Çiğdem Mater'i selamlamak istiyorum.
* Bu kişiler Gezi Platformu'na temsil ettikleri meslek gruplarının yöneticileri olarak katıldılar. Bu insanlar dönemin başbakanıyla tanışmak istiyorlardı. Gezi'de bir kişinin daha burun kanaması geçirmemesi için çaba harcadılar. Bunun için altı ürün sipariş ettiler. İstedikleri şuydu: Ağaçları kesmeyin dediler. "Gezi Parkı'nı yıkıp yerine topçu kışlası yapmayın, AKM'yi yıkıp yerine alışveriş merkezi yapmayın, gençleri gözaltı hücrelerine atmayın" dediler. Gezi Parkı bugün ayaktaysa Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Mine Özerden sayesindedir. AKM bugün hala AKM ise bu arkadaşlarımızın sayesindedir.
* Şimdi bize darbe yapmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Mahkeme, serbest bıraksa bile onu serbest bırakmayacağını söylüyor. Her şeye benim karar verdiğimi söylüyor. Ancak 100. yılın son derbisi İstanbul'un iki ünlü takımı tarafından oynanacak. Bunları toplayıp Riyad'a götürüyorlar. Bilmiyorlarmış gibi Anıtkabir'e gelince de gitmiyorlar. Sanki önünüze çıkan ve "Merhaba asker" diyerek Türkçe selamlamayı reddeden, yani saygılı bir şekilde Türkçe konuşmaktan kaçınan biriyle ne yapacağınızı bilmiyormuşsunuz gibi, İstanbul İzmir'in son derbisini elinizden alıyor. ve Türkiye hak ediyor ve Gazi Mustafa Kemal var. Utanmazca bunu müzakere konusu haline getirmeye çalışıyorlar, sonra neden her şeyin sorumlusu olduklarını, neden olmadıklarını sorduğumuzda bize başkanımızın bu konuyla hiçbir ilgisinin olmadığını anlattırıyorlar, kulüplere bunu soruyoruz ve biz de bunu yapıyoruz. başardı.
*İlgilenmiyorsanız Gezi'den elinizi çekin; Eğer elinizde yoksa bu milletin evlatlarından elinizi çekin. Hayır, madem her şeyi biliyorsunuz, o kibriti oraya siz getirdiniz, "İstiklal marşı söylemelerine izin vermeyeceğiz" diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın cüretkarlığının sorumlusu sizsiniz.
"İSTANBUL'DA İLK METRONUN TEMELİNİ NURETTİN SÖZEN ATTI"
*Bu ülkeye bağımsızlığı ilk getiren parti biziz. Yani bu ülkeye çok partili hükümeti, parlamenter hükümeti getiren partiyiz. Dolayısıyla refah devleti ve sosyal belediyecilik anlayışını bu ülkeye getiren partiyiz. Türkiye'de ilk kez yerel yönetimlerin önerdiği kentsel dönüşümden toplu konut projelerine, metrodan metrobüse, hafif raylı sistemden biyolojik arıtma tesislerine kadar birçok proje, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sosyal demokrat belediye başkanlarının eseridir. çoğu bugün bu odada olmayan sadık personeli. İstanbul'daki ilk metronun temelleri 1991 yılında Nurettin Sözen tarafından, İzmir'de Yüksel Çakmur tarafından atıldı.
VE İMAMOĞLU KÜRSÜDE
Özel'in ardından kürsüye Ekrem İmamoğlu çıktı. İmamoğlu, lansman toplantısında alkışlar eşliğinde kürsüye çıktı.
İmamoğlu'nun açıklamalarından dikkat çeken noktalar şöyle:
*Mustafa Kemal Atatürk onuncu yıl konuşmasında şunları söyledi: Kısa zamanda çok büyük ve önemli işler başardık. Sonra şöyle devam ediyor: Ama yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli bulmuyoruz. Çünkü giderek daha fazla şey yapmaya zorlanıyoruz ve kararlıyız. İstanbul'a hazır mıyız? Aziz Atatürk'ten aldığımız ilhamla kısa zamanda çok büyük ve önemli işler başardık. Tüm bu engellere rağmen başardıklarımız bize güven ve cesaret veriyor.
* 2019 yılında sizlerin iradesiyle köklü bir değişime imza attık. Sizlerin desteğiyle bunu başardığımız için, 25 yılda yaptıklarını bizim 4,5 yılımızdakilerle hararetle karşılaştırmak zorunda kaldılar. İnanın bu başarı hepimizin başarısıdır. Bunu tüm inancımla söylüyorum, İstanbul gibi zaferlere devam edeceğiz.
* 1 Mart 2024'te sizlerin iradesiyle İstanbul'u geri alacağız. Müdahaleye karşı bağışık hale geldik. Hizmet ürettik, deneyim kazandık. O engelleme refleksleri küçüldü, toza dönüştü, artık göremiyoruz. Önümüze çıkan engelleri aşarak usta olduk. Başarıya nasıl ulaşacağımızı çok daha iyi biliyoruz. Her yerde söyle; "İstanbul kazandı"
* Anıları taze tutmalısınız. Sayın Cumhurbaşkanım Gezi çok güzel anlatmış, takdir ediyorum. O büyük millet o gün sadece demokrasiye sahip çıkmadı. İstanbul'da büyük bir değişiklik istediğini tüm dünyaya ilan etti. İstanbul artık senin. "İstanbul benimdir" diyen tek kişiden kurtuldu. İstanbul 16 milyonundur, İstanbul herkesindir.
* Komplo kurdular, boş gerekçelerle dava açmaya, özel atanmış hakimler önünde özel kararlar vermeye kalkıştılar. Her gün yeni bir yalana kucak açtılar. Her gün bize karşı algı operasyonu yapmaya devam ettiler. Her sabah yeni bir krize ve iftiraya uyanıyoruz. Tüm engellere rağmen işimize devam ediyoruz. Kazanan ise İstanbul'un Türkiye'si İstanbul oldu. Başkan olarak ilk dönemimiz kolay olmadı. İktidara geldiğimizde İstanbul adeta felç olmuştu.
* Devraldığımız belediyede metro projeleri tamamen felç oldu. Bazıları bir buçuk yıldır ayaktaydı. Bir kısmının sözleşmesi 2016 ve 2017 yıllarında yapılmış olsa da bir türlü başlatılamadı. Bağlı ortaklıkların vergi borcu vardı ve teklif veremiyordu. Parlak isimleriyle bir kez daha Türk markası haline gelen şubelerimiz ne yazık ki İBB ihalesine dahi giremedi. Kasasında sadece 6 milyon lira olan bir belediyeydi. 2019'da 6 milyon liranın ne anlama geldiğini biliyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi için bu bir saatin masrafı bile değildi.
"İBB OLARAK FAKİRLEŞTİK"
*Elbette enflasyon, döviz kurları ve işsizlik çılgına döndü. Millet olarak fakirleştik. İBB olarak gerçekten fakirleştik. Yaptığımız her projenin maliyeti bu dönemlerde dört katına, beş katına çıktı. Yarışlar iptal edildi. Büyüyen kriz nedeniyle hükümetin yayınladığı genelgeyle doluluk oranı yüzde 15'in altına düşen müteahhitler birbiri ardına iş iptal etti. Çünkü üstlendiğimiz her projenin maliyetini artırırken israfı da ortadan kaldırdık, bu zor dönemde bile harcanan bütçenin yarısıyla üretilen işi iki katına çıkarmayı başardık.
İMAMOĞLU CEKETİNİ ÇIKARDI
* (Ceketini çıkarıp kollarını sıvadıktan sonra) Sayın Başkanım, 6 Mayıs'ta çıkardığımız o ceketi hiç giymedik. Türkiye'de iktidara gelinceye kadar kullanmayacağız!
* İlk defa 300 bin üniversite öğrencisine burs, 350 bin ilkokul ve ortaokul öğrencisine eğitim desteği sağladık. Biliyorsunuz yıllardır CHP'nin burs vermemizi engellediğini söylüyorlar. İki şekilde yalan söylüyorlar. Size bir tane söyleyeyim: Hayır engellemiyorlar. Burs verdiler. Peki bunu ona nasıl verdiler? Çok şanslı insanlara burs verdiler. Birilerine 200 bin dolar, 150 bin dolar verip sonra milletvekilliği, parti lideri atamaları yaptılar. Sadece bu yıl 750 milyon lira yani kişi başı 7.500 lirayı 100.000 kişiye, millet çocuklarına beyaz bir ana sütü gibi bağışladık. Beş binin üzerinde öğrencimiz var.
* Mecidiyeköy Meydanı'ndan Kadıköy Meydanı'na kadar yurtlar inşa ediyoruz. Oraya bir konut yapabiliriz. Mecidiyeköy Meydanı'na alışveriş alanı yapabiliriz. Hayır, arkadaşlarımızla oturduk ve buraya yurt yapacağımızı söyledik. Neden? Öğrenciler neden İstanbul'a gelemiyor? 500.000'den fazla öğrenci üniversiteyi bıraktı, üniversiteye gidemedi veya üniversiteye başlayamadı. Gençlerin hayalleri yıkılıyor. Bu nedenle yurt yapımına devam edeceğiz. İstanbul'un krizlere ve afetlere karşı direncini artıralım. Dört yılda 91 kalkınma master planını güncelledik. Bakın, belediye meclisinin çoğunluğunu aldıklarında yapamadıkları 100'e yakın imar planını, başta AKP'ninkiler olmak üzere tüm belediyelerle istişare ederek, şeffaflıkla önümüzde hazırladık. Böylece binlerce vatandaşımız 40-50 yıldır beklediği tapularına kavuştu.
*2019'da seçilmeseydik ne olurdu? Herkesin bunu düşünmesi gerekiyor. Bırakın bu şehrin geçmişinin bazı kısımlarını düşünsün. Bu şehrin halka yönlendirilen kaynakları, israf sisteminin temsilcilerinin cebine akmaya devam edecekti. Bu şehrin gurur kaynağı olan halkçı belediyecilik yerine, Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği halkçılık ilkesini hayata geçirmek yerine "ben yaptım, bu kadar" belediyeciliğiyle devam etseydik, çevreyi yağmalayın.
*Sayın Başkan, partinin bu sorununa değindiniz. Bunu söylemeden gidemem. Bir bakanın açıklaması şöyle: Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangını söndürmek için araçları devreye aldık. Yangını söndürmek için çözüm arayan akıl, buradan yola çıkarak iki takımı Suudi Arabistan'a götürecek. Allah aşkına buna kim inanır?
*İstanbul'da ziyafet servisi başlayacaktır. Onların iradesinin belirlendiği görüldükten sonra hükümet artık daha fazla sayıda vatandaşa karşı inatçı olamaz. Siyasi hesaplar olmadan evet, hükümetle giderek daha yakın çalışacağız. Başka yolu yok. Hiçbir hükümet ülkenin en büyük şehrinin açık iradesini göz ardı edemez ve etmeyecektir. Onlar görmezden gelirse millet de onları görmezden gelir ve kovar. Bu yüzden bizimle çalışacaklar.