Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen yıkıcı depremlerin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Depremin olduğu saatlerde İstanbul'da olduğunu ve birkaç saat içinde Antakya'ya ulaştığını söyleyen Adil Oktay isimli vatandaş, depremde yıkılan Odabaşı Mahallesi, Damla Sokak'taki Çiğdem Apartmanı'nda yaşananlarla ilgili dikkat çeken iddialarda bulundu. Tamamen çöken Çiğdem Apartmanı'nda canlılar varken, bitişiğindeki enkaz tehlike oluşturduğu gerekçesiyle hiçbir müdahale yapılmadığını, müdahale yapmak isteyen ekiplere ise AFAD'ın izin vermediğini öne sürdü.

Son dakika! Çanakkale'de deprem! Son dakika! Çanakkale'de deprem!

Oktay, her katında 4 daire bulunan 8 katlı binalarının üst üç katındakilerin sağ kurtarıldığını, enkaz altında kalan 5 katta ise çıkarılmayı bekleyen en az 30 cansız beden olduğunu belirtti. Cenazelerini bekleyen yakınlarının ise soğuklara rağmen açık havada çaresizce beklediklerini dile getirdi.

“ÇARŞAMBA AKŞAMINA KADAR ÜÇ KİŞİNİN SESİ GELİYORDU”

Enkazdan 8 Şubat Çarşamba akşamına kadar sesler geldiğini söyleyen Oktay, “Çarşamba gününe kadar enkazdan sesler geldi. AFAD kurtarma ekiplerine ulaşamadık. İstanbul Büyükşehir Belediye İtfaiyesi geldi, canlı olanları kurtarmak istedi, AFAD yetkilisi binaya müdahale etmelerine izin vermedi. Sonra Fransız arama kurtarma ekipleri geldi. Termal kamera ve ses dinleme yaparak en az üç kişinin enkazda canlı olduğunu tespit etti. Fakat binaya onların da müdahale etmesine izin verilmedi” diyerek kendi olanaklarıyla Tunceli'den iki kepçe, bir de kırıcı kiraladıklarını, onların da AFAD tarafından Perşembe akşamına kadar kente sokulmadığını iddia etti.

“YAN BİNAYA ÖZEL İLGİ”

Birbirine tehlike oluşturan binalardan diğerinde hiçbir canlı tespit edilmemesine rağmen özel ilgi gösterildiğini savunan Adil Oktay, “Alperenler ve Ülkü Ocakları gelip oraya çadır kurdu. Polis arama kurtarma, Bursa Bomba İmha ekipleri, AFAD ve özel gönüllüler o binaya yoğunlaştı. Orada canlı olmadığını bile bile çalışma yaparken içinde canlı olan enkazımıza gelmediler. Devrilme riski olduğunu belirtmeleri üzerine gidip onlara, ‘bakın arkadaşlar bu binada canlılar var, çalışma yaptığınız binada ise canlı yok, en azından çalışmayı bir kaç saat durdurun ki biz canlılarımızı çıkaralım' dediğimizde bizi silahla tehdit ettiler. Tüm bunlara görevli bir teğmen tanık oldu. Polislere acısı olan bu insanlara bu şekilde davranamazsınız dedi” dedi.

“DOKUZUNCU GÜN AFAD KURTARMAYA GELDİ”

Depremin ilk anından itibaren cehennemi yaşadıklarını söyleyen Oktay, “Burada cehennemi yaşıyoruz. Bugün onuncu gün. Enkaz altındaki yakınlarımızın hepsi yaşamını yitirdi.  AFAD dün saat 17.00 gibi geldi. Yani dokuzuncu gün çalışmaya başladı. Bizim kendi olanaklarımızla getirttiğimiz iş makineleri ve AFAD 5 Kişinin cenazesini çıkardı. Hala 30 kişi enkaz altında. Kızılay'ı ise hiç görmedik. Artık sadece cenazelerimizi alıp gitmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“ENKAZDAN 22 SAAT SONRA KURTARILDIM”

İBB İtfaiye ekiplerinin annesi ve kendisini enkazdan 22 saat sonra kurtardığını söyleyen Yeşim Turunç ile aynı binada ağabeyi bulunan Murat Yıldırım da benzer iddiaları gündeme getirdi. Turunç, “Enkaz altından 22 saat sonra sesimizi duyan İstanbul İtfaiyesi tarafından kurtarıldık. İçeride kardeşim ve ağabeyim var. Hala enkaz altındalar. Binamız yan taraftaki binanın durumu nedeniyle tehlikeli durumda olduğu için AFAD ve diğer gönüllüler kurtarma yapmasına izin vermedi. Enkazda çalışmalar dün başladı” dedi. Murat Yıldırım ise “Depremin ilk günü binamıza gelen Jandarma Kurtarma ekipleri enkazda çok sayıda canlı tespit etti. Fransız ekipleri gelip tespit yaptı. AFAD hiçbir müdahaleye izin vermedi. Biz tepki gösterince de güvenlik güçleri tehdit etti. Çarşamba akşamına kadar canlılar vardı enkazda. Çarşambadan sonra sesler kesildi. Termal kameralarda artık canlı göstermedi. Bu gün Salı, AFAD ekipleri tam teşekküllü bir halde geldiler. Şimdi cenazelerimizi çıkarıyorlar” şeklinde konuştu.

Kaynak: www.sozcu.com.tr

Editör: Haber Merkezi