Uluslararası basın meslek örgütlerinden, Türkiye yetkililerine, "yıkıcı depremlerin ardından medyaya yönelik daha fazla kısıtlamadan kaçınmaları" çağrısı yapıldı.

Avrupa Birliği (AB) üyesi devletlerle aday ülkelerdeki basın ve medya özgürlüğü ihlallerini izleyen Medya Özgürlüğü Acil Müdahale'nin (MFRR) bugün yayımladığı açıklamada, depremle ilgili haberlere yönelik uygulamalarda "basın ve medya özgürlüklerinin ihlal edildiği" savunuldu. 

Açıklamada sosyal medya platformu Twitter'a erişimin kısıtlanmasının yanı sıra gazetecilerin ve medya çalışanlarının gözaltına alınması eleştirildi.

DAHA FAZLA OKU

Küresel internet erişimini takip eden Birleşik Krallık merkezli NetBlocks, 8 Şubat'ta Türkiye'de Twitter'a erişimin kısıtlandığını bildirdi.

Kâr amacı gütmeyen kurumun raporunda, "Ağ verileri, Twitter'ın Türkiye'de birden fazla internet sağlayıcısı üzerinde kısıtlandığını doğruluyor" ifadelerine yer verilmişti.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde pazartesi günü meydana gelen iki şiddetli deprem, Türkiye ve Suriye'de en az 17 bin 500 kişinin ölümüne yol açtı. 

7.7 Mm büyüklüğündeki ilk depremin üzerinden 24 saat geçmemişken 7.6 Mw büyüklüğünde yeni bir sarsıntıyla yıkım daha da arttı. Sarsıntılar Kahramanmaraş'ın yanı sıra Hatay, Gaziantep, Adana, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Adıyaman'ı da etkiledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, afet bölgelerinde üç ay olağanüstü hal ilan etti. 

MFFR'ın açıklamasının tamamı şöyle:

Türkiye yetkililerine, yıkıcı depremlerin ardından medyaya yönelik daha fazla kısıtlamadan kaçınmaları çağrısı. 

Aşağıda imzası bulunan Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) ortakları, Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremlerin mağdurlarına başsağlığı dilemekte ve tüm afet yardım süreçlerinin önemli bir unsuru olarak özgür bir medya ortamına duyulan ihtiyacı yinelemektedir.

6 Şubat 2023 Pazartesi günü Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinde meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından, MFRR ortakları, gazetecilerin ve medya çalışanlarının gözaltına alınması, toplumda kin ve nefreti kışkırtmaktan soruşturma açılması, etkilenen bölgelere erişimin kısıtlanması ve sosyal medya platformu Twitter'ın bant genişliğinin daraltılması da dahil olmak üzere basın ve medya özgürlüğü ihlallerine ilişkin çok sayıda ihbar aldı.

7 Şubat'ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, yurttaşları "manipülatif" haberler ve sosyal medya paylaşımları yapan hesapları ihbar etmeye teşvik eden "Dezenformasyon Bildirim Servisi"ni tanıttı. 

Günün ilerleyen saatlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan depremden etkilenen on ili kapsayacak şekilde üç ay süreyle Olağanüstü Hal ilan ederken, felaketle ilgili haberlere ilişkin bir açıklama yaparak "Devlet ve millet el ele vermiş, bu tarihi felaketin üstesinden gelmeye çalışırken yalan haberler ve çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri yakından takip ediyoruz. […] Günü geldiğinde şu anda tuttuğumuz defteri de açacağız. Savcılarımız bu tür insanlık dışı yöntemlerle sosyal kaos çıkarmaya tevessül edenleri belirleyip gereken işlemleri süratle yapıyor." dedi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de yıkıcı depremlerin medyada "moral bozucu" şekilde yer almasına karşı uyarıda bulundu ve bu tür haberlere karşı televizyon kanallarını izlediklerini açıkladı.

Joe Biden: Trump'ı hapse atmalıyız Joe Biden: Trump'ı hapse atmalıyız

Salı günü en az iki gazeteci gözaltına alındı: Adana'da Evrensel muhabiri Volkan Pekal depremin vurduğu bölgelerde fotoğraf çekerken gözaltına alındı; Istanbul'da ise Daktilo1984 siyaset yorumcusu Özgün Emre Koç sosyal medyada deprem yönetmeliğinin gerektiği gibi uygulanmadığı yönündeki yorumları nedeniyle gözaltına alındı. Geceyi "kin ve nefrete teşvik" suçlamasıyla polis gözetiminde geçirdi. Gazeteciler Merdan Yanardağ ve Enver Aysever hakkında da, İslamcı grupların arama kurtarma ekiplerinin sessizlik talep ettiği sırada slogan atmalarını ve kurtarma çalışmalarını eleştirdikleri için cezai soruşturma başlatıldı. Yanardağ ayrıca hükümet yanlısı sosyal medya kullanıcılarının çevrimiçi tacizlerinin de hedef oldu. Buna ek olarak, gazetecilerin Diyarbakır'daki kurtarma çalışmalarını takip etmelerinin engellendiğine dair çok sayıda haber yapıldı.

8 Şubat Çarşamba günü Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Güleş, Diyarbakır'da röportaj yaptığı kişinin kurtarma çalışmalarını eleştirmesi üzerine röportaj yaptığı kişiyle birlikte gözaltına alındı. Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde de Mezopotamya Ajansı muhabiri Mahmut Altıntaş ve Jinnews muhabiri Sema Çağlak haber takibi sırasında OHAL kuralları gereği devlet tarafından verilen basın kartları olmadığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Bu kurallar yerel gazetecilerin turkuaz basın kartı almasını, uluslararası medyanın ise İletişim Başkanlığı'nın yerel ofislerinden akreditasyon almasını zorunlu kılıyor. İki gazeteci daha sonra serbest bırakıldı ancak çalıştıkları kuruluşlar tarafından verilen basın kartlarına el konuldu. Diyarbakır'daki çok sayıda başka gazeteci de polis ve yerel Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) görevlileri tarafından devlet tarafından verilen basın kartlarına sahip olmadıkları gerekçesiyle sahadan haber yapmalarının engellendiğini bildirdi. 9 Şubat'ta İletişim Başkanlığı'nın yerel yetkilileri Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'ne yerel gazetecilerin artık kurumsal basın kartları veya görevlendirme mektupları ile çalışmalarına izin verileceğini aktardı. 

8 Şubat öğleden sonra, hasar gören altyapı nedeniyle zaten sorunlu olan bilgi ortamının ortasında, Türkiye'den Twitter'a erişimin altı saatten uzun bir süre boyunca sınırlı olduğuna dair yaygın raporlar ortaya çıktı. Sosyal medya mecraları, kurtarma ve yardım ekiplerinin dijital afet haritası üzerinde çalışmalarını koordine etmek adına, mağdurların tam konumlarını paylaşmaları ve seslerini duyurmaları için kilit bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, Twitter'a erişimin sınırlandırılması gazetecilerin okurlarını bilgilendirmesini engellemekte, insanların bilgiye erişim hakkını sekteye uğratmakta ve acil durum destek ve yardımları için fazladan ve gereksiz büyük bir zorluk yaratmaktadır. 

Ülke bu yıkıcı depremlerin etkilerini yaşarken, Mayıs 2023'te yapılacağı bildirilen milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ışığında da bağımsız ve çoğulcu bir medya ortamının öneminin altını çiziyoruz. MFRR ortakları, Türkiye makamlarını bilgiye erişim ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları derhal kaldırmaya ve gazetecilerin ve medya çalışanlarının haber yapmalarının engellenmemesini sağlamaya çağırmaktadır. 

İmzalayan,

ARTICLE 19 Avrupa

Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)

Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)

OBC Transeuropa (OBCT)



Independent Türkçe 

Editör: Haber Merkezi