DUVAR- Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasını eleştirdi, AK Parti iktidarında yargı bağımsızlığının zarar gördüğünü belirtti.
2011 yılında Erdoğan'ın Avrupa Parlamentosu'nda 26 gazetecinin tutuklu olmasını savunurken bağımsız yargı vurgusu yaptığına dikkat çeken Terkoğlu, o gün yargılanan isimlerden birinin de Merdan Yanardağ olduğunu hatırlattı. Bu konuşmadan kısa bir süre sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da sorgulandığını belirten Terkoğlu, Yanardağ'ın 2008 yılında İsveç'te konferans vermesini engellemek için ihbar mektubu yazanın da Zaman Gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail kul olduğunu yazdı. Gazetecilerin gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılanmalarının Türkiye'yi dış politikada zor durumda bıraktığını belirten Terkoğlu'nun "Merdan Yanardağ’ın gizli ihbarcısı" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Merdan Yanardağ, o gün de hem Ergenekon hem PKK bağlantısıyla suçlanmıştı. Yanıt verdi:
'26 Ekim’de (2008) ben gözaltına alındım. 27’sinde Almanya’ya bir konferans için gidecektim. Stuttgart’ta eyalet hükümetine ait bir salonda konferans vermek için davetliydim. Gidişim engellendi. Aynı tarihlerde Almanya’da eyalet hükümetine de bir ihbar dilekçesi verilmiş. Benim bu ihbar dilekçesinde de hem Ergenekon üyesi olduğum hem PKK üyesi olduğum iddia edilmiş. Şimdi nasıl ikisi bir arada oluyorsa birisi hani aşırı sağ ya da nasyonalist bir örgüt, diğeri de PKK... İki örgütün birden üyesi olduğum belirtiliyor ve bir yerinde de Marksist olduğum söyleniyor. Eyalet hükümeti, konferansın iptalini reddetmiş. Bu ihbarı yapan da İsmail Kul. İsmail Kul kim? Burada belgesi var. Zaman gazetesinin Almanya temsilcisi. Aynı tarihlerde yapılan ihbarla yine isimsiz bir ihbarla ben İstanbul’da gözaltına alındım ve gidemedim.'
Almanya’da hem PKK’li hem Ergenekoncu hem Marksist denilerek konuşması engellenmeye çalışılan Yanardağ, bu gerçekleşmeyince Türkiye’de Ergenekon’dan gözaltına alındı. Olay, Almanya medyasında da geniş yer buldu.
SAVUNDUKLARI FİDAN’I ÇAĞIRDI
İşte Erdoğan’ın Avrupa’ya karşı savunduğu hikâyelerden biri de buydu. Erdoğan, Strazburg konuşmasında, 'Bağımsız bir yargı var, bağımsız yargı da görevini yerine getiriyor, olayın aslı budur' diyerek sözde Avrupalılara ağzının payını vermişti.
Gelgelelim...
Tam 10 ay sonra Erdoğan’ın Öcalan ile yürütülen çözüm süreci için görevlendirdiği MİT Müsteşarı Hakan Fidan, aynı savcılar tarafından ifadeye çağrıldı. Suçlama Merdan Yanardağ’a yapılanın benzeriydi. MİT yöneticileri PKK’li olmakla suçlanıyordu. Tarihe '7 Şubat MİT kumpası' olarak geçen olayda, neyse ki MİT Müsteşarı FETÖ’cü savcılara teslim edilmedi. Ancak Erdoğan’ın 'savcılar görevini yapıyor', 'bağımsız yargı', 'yargılananlar darbeci, terörist' palavrası da çökmüş oldu.
Akıllandık mı derseniz...
Aradan 12 yıl geçti...
Tarihin tesadüfü, Hakan Fidan dışişleri bakanı oldu. Kucağında bulduğu ilk mesele İsveç’le yürütülen terör müzakereleriydi. İsveç, Türkiye’de sudan sebeplerle insanların terörle suçlandığını söylüyordu. Türk Dışişleri ise Erdoğan’ın bir zamanlar Avrupa Parlamentosu’nda FETÖ’cü savcıları eli cebinde savunmasının utancını yaşayarak 'Yaptık bir hata, o eskidendi' der gibi bakıyordu. İşte tam da bu sırada Merdan Yanardağ yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. Hem de yine terör suçlamasıyla... Bu kez İsmail Kul’un ihbar mektubuna gerek kalmamıştı. Türkiye’nin içinden birileri, İsveç’e, sanki 'Sen haklısın' diyordu. Merdan Yanardağ tutuklanırken baktım, İsmail Kul’un Zaman gazetesindeki haberleri, devletin resmi sayfalarında durmaya devam ediyor." (HABER MERKEZİ)
Kaynak: www.gazeteduvar.com.tr