DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 28 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde görüntülü olarak vatandaşlara seslendi.

Konuşmasına çok üzgün ve aynı zamanda da kızgın olduğunu söyleyerek başlayan Ali Babacan, şunları dile getirdi:

“Türkiye'ye yazık oluyor, ülkemizin güzel insanlarına yazık oluyor.  Son yıllarda ‘Ekonomi düzelir mi, sizce nasıl olacak' diyenlere için acıyarak hep dedim ki ‘Maalesef iyiye gitmeyecek.' Soranlara dedim ki; ‘Hukuk olmadan, eğitim olmadan ekonomi olmaz.' Dedim ki; ‘Ekonomide kötü kararların sonucu da kötü olur.' Bunu her zaman bilgi ve tecrübeye dayanarak söyledim.

Bugünkü iktidarın ekonomide yaptığı geçici pansumanların hiçbirisinin çözüm olmadığını, hatta yarayı derinleştirdiğini söyledim. Haklı çıktım diyemeyeceğim, çünkü haklı olduğumu zaten herkes biliyordu. Hükümetin baskı altında tutmaya çalıştığı dolar son 4 yılda 5 katına çıktı.

TÜİK'in düşük göstermeye çalıştığı enflasyon bile son 5 yılda fiyatların tam 4 katına çıktığını gösteriyor bize. Merkez Bankası'nın dolu kasası boşaldı, üstüne 75 milyar dolar da borca batırıldı Merkez Bankası. Cumhurbaşkanı ülke ülke gezip borç para aradı bu memlekette. Bu iktidar ekonomimizi gerçekten mahvetti, perişan etti” dedi.

“ERDOĞAN KAZANDIĞINDA HİÇBİR ŞEY İYİYE GİTMEYECEK”

Cumhurbaşkanı seçimi için 28 Mayıs'ta yeniden sandığa gidileceğini hatırlatan Babacan şöyle devam etti:

“Erdoğan'ın son 5 yılda yaptıklarını bilerek sizlere önümüzdeki tehlikeyi anlatmak istiyorum. Bunları sizi korkutmak için anlatmıyorum. Bilgi ve tecrübelerine dayanarak olacakları apaçık gördüğüm için anlatıyorum. Ülkesini seven bir vatandaş olduğum için sorumluluk bilinciyle anlatıyorum.

28 Mayıs'ta önümüzde iki seçenek olacak. Kılıçdaroğlu kazandığında, biz kazandığımızda zenginlik gelecek. Çünkü nasıl çalışacağımızı, neler yapacağımız gayet iyi biliyoruz. Bunları yazılı taahhütler olarak da açıkladık. Fakat Sayın Erdoğan kazandığında hiçbir şey iyiye gitmeyecek. İnanın daha kötü olacak.

Erdoğan seçim öncesi maaşlara yaptığı zamlarla vatandaşlarımıza yalancı bir bahar vadetmeye çalışıyor. Gerçek şu ki; plansız programsız işler yaparak, seçimlerden sonra aslında hepimizi kara kışın ortasına götürecek.

Türkiye'nin en fakir günlerinin müsebbibi olacak. Yaşadığımız pahalılık artarak sürecek. Neden? Çünkü enflasyonla mücadele edecek tek bir politikaları, iş bilen kadroları yok. Olsaydı bu sorunu çoktan çözmüşlerdi zaten. Üzülerek söylüyorum enflasyon artacak.”

“AÇLIK SINIRININ 50 BİN LİRAYA ÇIKTIĞINI GÖRECEĞİZ”

Son dönemde artan patates. Soğan fiyatlarına da değinen DEVA Lideri Ali Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Allah korusun taneyle soğan aldığımız günler gelecek. Zaten meyveyi, sebzeyi taneyle almayı son 5 yılda öğrendik. Bulguru, pirinci, çayı, yağı zorlanarak aldık, alacağız. Daha da zor olacak. Hele hele et, tavuk gibi gıdaları almak çok çok zorlaşacak. Çocuklar peynire, yoğurda, süte, proteine ulaşamayacak.

Çocukların gelişimi eksik kalacak. Bu yönetim devam ettiği sürece yoksulluk gittikçe artacak. Gelir dağılımındaki adaletsizlik öyle büyüyecek ki daha da zenginleşen küçük bir grup ülkenin geri kalanının üstüne basa basa yükselecek. Altta kalanın canı çıksın dercesine soluksuz kalacağız. Nisan ayı itibarıyla açlık sınırı 10 bin lirayı geçti.

Seçim geliyor diye arttırdıkları asgari ücret açlık sınırının bile altında kaldı. Önümüzdeki 5 yıl bugünden çok daha ağır bir tabloyla karşılaşacağız. Açlık sınırının çok kısa bir süre içerisinde 20 bin liranın üzerine hatta birkaç yıl içinde 50 bin liraya çıktığını göreceğiz.

Alnının teriyle, bileğinin gücüyle geçinen vatandaşlarımızın hayatı gittikçe zorlaşacak. Bu iktidar devam ederse işsizlik artacak. Zaten çalışanların çoğu insan onuruna yaraşır bir ücret alamıyor şu anda. Erdoğan kazanırsa işsizlik katmerleneceği gibi çalışan nüfus da ezilmeye devam edecek.”

“TAM BİR EKONOMİK DEHŞET YAŞARIZ”

Ekonomide derhal bir değişim olmazsa şu anda finans sektöründe yaşanan sıkışmanın bir patlamaya dönüşeceğini dile getiren Babacan, şunları söyledi:

“Bu durum sanayide de büyük bir çöküşe neden olur. Tam bir ekonomik dehşet yaşarız. Faizleri düşürdük diyorlar ya; oysa bugünkü iktidar devlet bütçesinden, hazineden tarihin en yüksek faizini ödeyen iktidar oldu.

Ankara TUSAŞ'ın önünde canlı bomba saldırısı yaşandı! Ankara TUSAŞ'ın önünde canlı bomba saldırısı yaşandı!

Bankalar kredi vermeyi neredeyse durdurdular. Kredi alabilenlerin ise ödediği faiz yüzde 35, yüzde 40, yüzde 50. Her birimiz bu faiz yüküyle daha da fakirleşiyoruz. Erdoğan'ın kazanma ihtimali dahi ülkenin iflas riskini, risk primini arttırdı. Risk priminin artması demek dış borç bulmakta zorlanmak demektir.

Borç bulunsa bile tefeci faizi ile borçlanmak demektir. Erdoğan'ın kazanması demek, kendi tabiriyle ülke kaynaklarının faiz lobisi tarafından sömürülmesi demektir. Erdoğan'ın kazanması, Türkiye'nin 70 sente muhtaç olduğu günlerin de gerisine düşmesi demektir. Erdoğan'ın kazanması demek yolsuzluk ve kara paranın artması demektir.

Bunların hiçbiri şaka değil. Mesele sadece benim, sizin hayatınız değil. Mesele torunlarınızın çocuklarına kadar borçlanacağımız berbat bir gidişat. Erdoğan'ın kazanması akaryakıtın bulunamaması, ameliyathanelerde gerekli malzemelerin bulunamaması demektir. Erdoğan'ın kazanması savunma sanayimiz için gereken dövizin bulunamaması, ülkenin güvenliğinin zaafiyete uğraması demektir”

DÖVİZDE KARABORSA UYARISI

Seçimleri Recep Tayyip Erdoğan kazanırsa olacakları sıralamaya devam eden Babacan, “Erdoğan kazanırsa, doların, euronun artması kaçınılmaz. Erdoğan kazandıktan sonra, resmi dolar kurunu zorla baskı altında tutmaya çalışırsa, bu sefer de 1980 öncesi olduğu gibi dövizde karaborsa oluşması kaçınılmaz. Zaten şimdiden Merkez Bankası'nın dolar fiyatı ile Kapalı Çarşı'nın dolar fiyatı arasında fark oluştu. Böyle bir ekonomiye yatırımcı gelmez, yeni yatırım olmaz. İhracatçı planlama yapamaz, büyüme olmaz, işsizlik azalmaz. Erdoğan kazanırsa, ülke her geçen gün daha da içine kapanacak, yoksulluk daha da artacak” diye konuştu.

“SİZ KARAR VERECEKSİNİZ”

Ali Babacan sözlerine şöyle devam etti:

“Bırakın o partiyi, şu partiyi. Bu, parti meselesi değil. Bırakın sürekli dini ve milli değerlerimizi istismar eden siyaseti. Şu an Türkiye, en önemli yol ayrımlarının birinin önünde duruyor. Siz karar vereceksiniz. Vereceğiniz karar, sadece benim veya sizlerin hayatlarını değil; torunlarımızın, torunlarımızın çocuklarının hayatını belirleyecek. Boş hamasetleri, ne olur, elinizin tersiyle itin.”

“TERÖRE GEÇİT VERMEYİZ”

Vatandaşların terör ile korkutulduğuna da değinen Babacan, “Bütün bunları düşünmeyin, duymayın diye sizi sürekli olarak terörle ve inanç özgürlüğünüzü kaybetmekle korkutuyorlar. Biz, teröre de geçit vermeyiz, kazanımlarımızı kaybetmeye de izin vermeyiz. Bu asılsız, bu gerçek dışı propagandaya asla inanmayın. Geçmişte kalan, kimsenin kabul etmeyeceği yasakların korkusuyla geleceğinizi karartmayın” dedi.

Kaynak: www.sozcu.com.tr

Editör: Haber Merkezi