Atsız Dönemi (1127 - 1156)

Atsız, babası ve dedesi gibi Selçuklu sarayında büyümüş, ilim ve devlet işleri alanında aldığı eğitimle yüksek mevkilere gelebilecek olgunluğu göstermiştir.

Öyle ki, başarısı ve sadakati nedeniyle bizzat Sultan Sencer'in takdirini kazanmıştır. Bu bağlamda babası Kudbeddin Muhammed'in yerine Harezm valisi oldu.

Göreve getirilen Atsız, kısa sürede Harezm halkının sadakatini ve saygısını kazanmış, tıpkı babası ve dedesi gibi saygı duyulan bir lider olarak karşılanmıştı.

Güçlü bir komutan ve başarılı bir devlet adamı olan Atsız, Harezm'de kurduğu orduyla Sencer'in ordusunda görev alarak birçok başarıda büyük rol oynadı.

Atsız, vali unvanına sahip olmasına rağmen Harezmliler, Anuş Tigin'in saltanatından başlayarak 35 yıl boyunca onun yönetimi altındaki soyuna büyük bir bağlılık ve sadakat göstermişler ve bu nedenle kendilerini sadece vali değil aynı zamanda lider olarak da görmüşlerdir.

Ayrıca babası Kudbeddin Muhammed, Selçuklu padişahına olan bağlılığı ve güveni nedeniyle yarı bağımsız hareket etmeye başlamıştı.

Bu anlamda Harezm bölgesinin idaresinde çok yüksek yetkilere sahipti. Ancak Atsız, babası ve dedesi gibi Selçuklu padişahına kayıtsız şartsız bağlı kalmayıp, bağımsız hareket etmeyi, hatta Selçuklu padişahına karşı çıkmayı amaçladı.

Bu bağımsızlık hareketi sonucunda Harezmlilerin sadakatinden yararlanarak Büyük Selçuklu Devleti'nin zayıflamasından faydalanmaya çalışmıştır. Kuvvetleriyle Cend ve Mangışlak bölgelerine saldırarak onları kendi topraklarına kattı.


Atsız'ın bu özerk hareketi Sultan Sencer'i çok kızdırdı. Sencer'in kendisini eleştirmesi ve uyarması üzerine çıkan çatışmanın ardından ani bir adım atarak kendisini padişah ilan ederek Büyük Selçuklu Devleti'ne olan bağlılığını ortadan kaldırdı.

Atsız'ın bu eylemi fiilen Harezmşahlar Devleti'nin kurulması anlamına geliyordu (1138).

Atsız'ın bu eylemiyle karşılaşan Sultan Sencer, Harezm bölgesinin egemenliğinden vazgeçti.

Kaybetmemek için bizzat ordusunun başına geçerek Atsız'ın üzerine yürüdü. Atsız'ın ilk bağımsızlık girişimi başarısız oldu.

Büyük Selçuklu Devleti zayıflamış ve zor günler geçirse de Sultan Sencer ordusuna komuta ederek Atsız'ın ordularını mağlup etti ve Harezm bölgesini yeniden ilhak etti.


Atsız'ın Süleyman Bin Muhammed'i vali olarak atadı ve Merv'e döndü

Harezm halkının Atsız'a olan bağlılığını ve desteğini ortadan kaldırmak için Süleyman Bin Muhammed'in Atsız'ı destekleyen gruplara yoğun baskı yapması halkta tepkiye neden oldu.

Anuş Tigin zamanından bu yana müreffeh ve huzur dolu bir hayat sürdüren Harezm halkı, bir anda sıkıntıya düşüp bağımsızlık girişimleri hüsranla sonuçlanınca, Atsız'ın Süleyman Bin Muhammed'e vefa göstermediler. Kontrolü tekrar ele geçirmek zor olmadı.

1140 yılında Süleyman Bin Muhammed'i görevden aldı ve Harezm'in idaresini yeniden devraldı. Ancak padişah, Sencer'in saldırısından korktuğu için bağımsızlık talebinden vazgeçerek Sencer'e bağlılığını ilan etti. Bu sadakat uzun sürmedi.

Sultan Sencer, Kara-Kıtanlarla yapılan mücadelede mağlup olunca, ordusuyla Merv'i kuşatarak Büyük Selçuklu Devleti'ni tamamen ele geçirmeye çalıştı (1141).

Sultan Sencer, Merv kuşatmasının ardından Horasan'a çekilmek zorunda kaldı. Atsız, zaferini pekiştirmek için Nişabur'a saldırarak burayı kontrolü altına aldı (1142).

Hakimiyetini pekiştirmek için kendi adına vaazlar okuttu ve kendisini Büyük Selçuklu Devleti'nin hükümdarı olarak görmeye başladı.

Sultan Sencer, Horasan'da kaldığı süre boyunca ordusunu ve gücünü güçlendirerek yeniden ortaya çıktı.

Atsız, Sencer'in güçlerinden korkarak Merv'i terk etti ve Sultan Sencer'e bağlılığını bir kez daha ilan etti. Atsız, her fırsatta Sencer'i mağlup etmeye çalıştı, başarısız olunca da sadakatini ilan ederek barışmaya çalıştı.

Bu sorunun tamamen ortadan kaldırılması için Sencer, Atsız'ın uzlaşmasını kabul etmedi.

Harezm şehrine saldırdı. Harezm'in en stratejik noktası olan Hazarasp Kalesi'ni fethettiğinde Atsız saltanatının merkezi Gürgane'nin düşmesi ve Sencer'in zaferi kaçınılmaz oldu.

Atsız ona olan bağlılığını bir kez daha ilan ederek barış yapmayı teklif etti. Sencer bu teklifi kabul etmeyince Harezm bölgesinin saygın din adamlarından birinin Müslüman kanının akmasını önlemek için yaptığı rica üzerine saldırıdan vazgeçerek Atsız'ın sadakatini kabul ederek geri döndü.

Atsız, Sencer'e bir kez daha mağlup oldu ve bir kez daha sadakatini ilan ederek Harezm bölgesinin yönetimini sürdürmeyi başardı. Atsız, Sencer'in son saldırısından sonra uzun süre Selçuklu tehdidine maruz kalmadı.

Sultan Sencer, devletinin diğer sorunlarıyla boğuşmak zorunda kaldığından Harezm bölgesinin yönetimi, Sencer tarafından tanınmasa da fiilen bağımsız olarak varlığını sürdürdü. Atsız 1156'da ölünce yerine kardeşinin oğlu İlarslan geçti.