Yaşanan son depremin ardından gündeme gelen konulardan biri de Türkiye'de belli aralıklarla çıkan imar afları.

Kimilerine göre yaşanan depremin ağır bilançosunun imar aflarıyla mevzuata aykırı yapılan yapıların affedilmesinin de etkisi var.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da iddiayı dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, "Konutları mezar ettiler, bir de üzerine para aldılar" dedi.

imarbarışı.jpg

2018'de Türkiye'de 15 milyona yakın mevzuata aykırı yapının olduğu iddia edilmişti / Fotoğraf: AA

Son imar affı 2018'de çıkartıldı

Türkiye'de en son "imar barışı" adı altında 2018'de imar affı getirildi.

Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 6 Haziran 2018'de İmar Barışı Yönetmeliği'ne ilişkin düzenlediği basın toplantısında böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğu soruya verdiği cevapta mevzuata aykırı yapı sayısının 13-15 milyon arasında olduğunu tahmin ettiklerini söylemiş ve "Bu yapıları ne yıkacak bir güç var ne de bu doğru olur" demişti.

Özhaseki'nin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise 26 Haziran 2019'da yaptığı açıklamada, imar barışının sonuçlarına dair, "Bugüne kadar imar barışına 10 milyon 250 bin vatandaşımız başvurdu" diye konuşmuştu.

"İmar Barışı"na en çok başvuru ise 1 milyon 747 bin 447 yapı ile İstanbul oldu.

Devletin bu süreçten elde ettiği gelir 19 milyar 203 milyon lira olarak kamuoyuna yansıdı.

Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi

imarbarışı2.PNG

Görsel: imarbarisi.csb.gov.tr/

Tartışma yaratan madde

Depremin ardından "İmar Barışı"nın gündeme gelmesine neden olan konulardan biri de 2018'deki düzenleme içerisinde yer alan 9'uncu madde

9'uncu maddede şu ifadeler yer alıyor:

Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır.

Peki bu madde sosyal medyada bazı kişilerin iddia ettiği gibi bir deprem halinde denetimleri yapmakla yükümlü kurumların ya da müteahhitlerin sorumluluğunu ortadan kaldırıyor mu? Bu ifadelerle sorumluluk maliklere mi bırakılıyor?

İstanbul Barosu Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu Eski Başkanı Şeref Kısacık ve Prof. Dr. Gürsel Öngören sorularımızı yanıtladı.

şerefkısacık1.jpg

Şeref Kısacık / Fotoğraf: İstanbul Barosu

"Devlet diyor ki ileride deprem olur ölürsen karışmam"

Avukat Şeref Kısacık, öncelikle 9'uncu maddeyle devletin deprem halinde sorumluluğu vatandaşa bıraktığı yönündeki iddialara katılıyor.

Kısacık, "Diyor ki devlet. Bak kardeşim diyor. Ben senin beyanına göre sağlam diye kayıt belgesi verdim. İleride deprem olur ölürsen karışmam. Aynen özeti bu. Sorumluluk sana ait diyor" iddiasında bulundu ancak devamında sözlerine şunu ekledi:

Ama kamunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Her türlü hukuki, cezai sorumluluk kamuya ait olup tam aksine bir yandan insanlar daha sağlıklı, daha donanımlı binalarda yaşasın diye kentsel dönüşüm çıkartıyorsun. Yasada afet riski altında kalanların dönüştürülmesi deniyor. Bir yandan da devlete para lazım diye bir de şirin görünüp oy almak için hiçbir ruhsata, projeye bağlı olmadan, teknik destek almadan yapılan binalara yapı kayıt belgesi veriyorsun. Yani iskan belgesi. Bu tam tersine suçunu ortaya koymak. Yani kamuyu asla ve asla sorumluluktan kurtarmaz. Kamunun sorumluluğu açısından oraya yapı kayıt belgesi verip vermemesi tek başına önemli değil ki. Yapı kayıt belgesi vermeseydi sorumlu olmayacak mıydı?

"Müteahhidi de kurtarmaz"

"Bu durum müteahhidi sorumluluktan kurtarır mı" sorusuna verdiği cevapta Kısacık, "Yok asla kurtarmaz. Yapı kayıt belgesi alınması kurtarmaz. Hatta hatta hem müteahhidi bana göre hem de buna izin veren kamuyu, devleti birlikte sorumlu tutar" ifadelerini kullandı. 

gürselöngören.jpg

Gürsel Öngören / Fotoğraf:Twitter

"İmar Barışı'nın binanın sağlamlığıyla ilgisi yok"

Prof. Dr. Gürsel Öngören ise "İmar Barışı"nın binanın sağlamlığıyla bir alakası olmadığını belirterek, "Beyan şuna ait. Ben projeye aykırı, kaçak bir imalat yaptım. Örneğin balkonu salona ekledim, çatıya çıktı, bahçeye müştemilat yaptım gibi. Bunlara yönelik imar barışı. Yani binanın sağlamlığıyla ilgili hiçbir şey yok imar barışına başvurdum diye biri gelip senin binanı denetlemiyor" diye konuştu.

Öngören, imar barışıyla ilgili başvuran kişilerin verdiği beyanın müteahhidi olası bir depremde yaşanacak sorumluluktan kurtarmadığını da söyleyerek, “Müteahhit bir binayı kötü yapmışsa zaten baştan itibaren sorumlu yani. İmar barışı, müteahhidin sorumluluğunu kaldırmıyor yani" dedi.

"Mevzuata aykırı eklenti yapan yıkılırsa sorumlu olur"

Öngören, kişilerin projede olmamasına karşın yapılarına mevzuata aykırı yaptığı ancak imar barışına soktukları eklentilerde bir depremde yaşanacak yıkımdan ise sorumlu tutulabileceklerini de sözlerine ekledi.

© The Independentturkish

Editör: Haber Merkezi